27 Ağustos 2010 Cuma


İçimde bir sıkıntı var, neden bilmediğim. Kötü hissediyorum kendimi ve de yalnız. Bir şeyler değişse hayatımda fena mı olur? En kötü yağmur yağsa yürüsem sokaklarda.

26 Ağustos 2010 Perşembe

Bursa Şampiyonlar Liginde


C grubunda yer alacak Bursa. Manchester United, Valencia ve Glasgow Rangers ile eşleşti. 1. torbadan gelecek takıma hiçbir şekilde kafa tutabileceklerini düşünmüyordum zaten, haliyle Manchester'ı anlatmayacağım bile, sadece bir fikstür avantajıyla ( geçen sene Beşiktaş'ın yaptığı gibi) yedek takımla çıkan United'dan puan koparabilirler ama bunun dışında çok çok zor. Valencia'da ise Villa ve Silva gibi iki büyük yıldızı satmak zorunda kaldı içinde bulunduğu maddi kriz nedeniyle. Benim çocukluğumdan beri takımın orta sahasını toparlayan Ruben Baraja bu sezon takımda yok, artık emekli. Bu boşlukları Mehmet Topal gibi mütevazi isimlerle doldurmaya çalıştılar. Valencia tabii ki her zaman önemli bir takımdır ancak, yanılmıyorsam Bursa yakalayabileceği en zayıf şekilde yakaladı onları. Rangers da İskoçya'nın en iyi takımlarından biri olsa da öyle aman aman bir kadroları olduğunu zannetmiyorum. Şu halde Bursa'nın asıl olarak rakibi İskoçya'lılar gibi duruyor.

İlk şampiyonlar ligi deneyiminde ne olursa olsun sadece ettiği mücadele için bile başarılı sayılmalı Bursa ancak, şu şartlar altında en kötü bir 3.lük bekliyorum ben takımdan.

24 Ağustos 2010 Salı

Sağ Kulağım


O günlerdir inatla ağrıyor, ben de günlerdir inatla geçer diyorum ancak kazanan o oldu, kanayarak son atağını yaptı ve galip geldi. Yarın doktora gidiyorum, mutlu ol piç.

22 Ağustos 2010 Pazar

Galatasaray: 0 - Bursaspor : 2


Ben yine maçı izlemedim, zaten öyle çok uzun bir şeyler de yazmayacağım. Aslında çok anormal bir sonuç değil sonuçta galip takım son şampiyon, ancak Galatasaray'ın hiç bu kadar kötü bir sezon girişi yaptığını hatırlamıyorum ben. Bir Fenerbahçe'li olarak ben buna çok alışığım fakat Galatasaray'ın kolay kaldırabileceği bir tramva değil bu. Umarım Galatasaray bu saçma dönemi Avrupa'ya yansıtmaz da ülke puanı düşmez. Yoksa 3. Terim Dönemi uzak değil sanki.
Not : O değil son şampiyonun göğüs reklamının olmaması da tuhaf.

Gözetmenlik

Bugün hayatımda ilk kez alınterimle para kazandım. Ha naptın da alınteri akıttın derseniz, bir grup ÖSS gencinin başında bir saat oturdum sadece, sınıfta klima iyi çalışmıyordu o yüzden terledim. Eski dersanemde gözetmenlik yaptım, ama hiçbir olay yoktu, oysa giderken kopya çetesi çökertmek, tuvalete gitmek isteyenlere izin vermemek gibi hayallerim vardı, onlara adeta sınavı zindan edecektim. Ayrıca bana hocam demelerini de umuyordum ama bu da olmadı, bölümümü bile sormadılar. Vicdansız olm bu yeni nesil. Neyse biz de artık önümüzdeki sınavlara bakacağız.

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Beşiktaş: 0- İBB: 2


Maçı izlemedim, ahkam kesmem doğru olmaz bu yüzden ama bu sene yine büyüklerin işi zor görünüyor. Daum'un şampiyonluğu son maçta verdiği ilk sezon olan 05-06dan beri büyük puanlar alamıyordu üç büyükler. O sezon yanılmıyorsam, Galatasaray 83 puanla şampiyon olmuş Fenerbahçe ise 81 ile ikincilikle yetinmek zorunda kalmıştı. Oysa ondan sonraki sezonlarda böyle bir puan alabilse güle oynaya şampiyon olurdu.


Bu puan düşünün en büyük nedenlerinden biri Anadolu'nun yavaş yavaş kendine gelmesiydi. Zaten başta birer ikişer puan almaya başlayan takımlar zamanla şampiyonluk demeye başlar oldu ki önce iki sezon üst üste Sivas tepeyi epey zorladı ve sonra geçen sezon Bursa büyüklerin sıkıntılı sezonunu çok iyi kullanarak şampiyonluğa ulaştı. Bu durumda yıllardır üzerinde ölü toprağı olan Gençlerbirliği, Gaziantepspor gibi takımların ve birkaç sezondur başaltı takım olarak anılan Eskişehirspor ve Kayserispor'un iştahını kabarttı.
İstanbul BB gerek taraftar desteği olarak, gerek kadro kalitesi olarak hiçbir zaman bu kadar yukarıyı hedefleyecek bir takım olamadı ama Abdullah Avcı istikrarıyla ligin zor takımlarından biri oldu her zaman. 08-09 sezonunda Sivas'ı şampiyonluktan etmişlerdi, geçtiğimiz sezon da Bursa'ya çelme taktılar ama Bursa düşmedi.
Bu şartlar altında bakıldığında Queresma ve Guti ile Avrupa'da dahi ses getiren transferlere imza atan, Necip ve Cenk gibi genç yetenekleriyle geleceğe de yatırım yapan Beşiktaş bu sezon en ciddi resmi maçına çıktı. Açıkcası ben yine kazanacaklarını düşünüyordum, Buca maçında etkilyici bir oyun sergiyelememişlerdi hatta Q7 çok top ezmişti, yine de o kadar bireysel yetenekle kötü oynadığın maçları da kazanabilirsin. Yıllardır Fenerbahçe'den biliyorum bunu.
Bu sezon yine 70 puan civarında bir şampiyonluk barajı olacak gibi duruyor. Geçen hafta Galatasaray'ın rezil futbolu (Haklarını yemeyim Ceyhun ve Mehmet Yıldız'ın güzel oyunlarının da etkisi vardı) sonucu gelen mağlubiyeti, bugün Beşiktaş'ın yenilgisi gösterdi ki büyükler ligi silip süpürebilecekmiş gibi görünmüyor. Fenerbahçe de pek güven vermiyor bu sezon, Anadolu'dan bir şampiyon daha görürsek yahut Bursa yeniden mutlu sona ulaşırsa şaşırmamak gerek derim ben.

Elvankent İyiymiş

Bugün ailecek ev bakmaya gittik, Cepa denilen yerin arkasına konuçlanmış Mustafa Kemal diye bi mahalle varmış, evler ateş pahası lan. Göt kadar ev için 700 mü istenir lan? Allahınız yok mu olm? Elvankent aslında iyiymiş, sadece çevresi kötü. Sincan falan var, bi de Kızılay'a uzak yoksa çok iyi mekan. Taşınmasak mı acaba? Öyle daha iyi gibi, bi de peder araba çekcem sana falan diyor. Etkilenmedim değil. Bi de bizim ev geniş bak, o da var. Düşüncem Elvankent'te kalmayı. Bir sürü papatya var içerde onlar beni bekler, hadi görüşürüz.

19 Ağustos 2010 Perşembe

Saçmalamaca

İnsanın bu tatminsizliği ne olacak abi? Bodrum'da sıkıl, Turgutlu'da sıkıl, Ankara'da sıkıl ama hakkını yemiyim Ankara'da az sıkıl. Ankara iyi aslında, kötünün iyisi.

Bu kötünün iyisi lafı da çok saçma lan, kötüyse kötüdür, iyiyse iyidir.

Tayyip gibi oldum de mi? Aslında o da iyi adam, kötünün iyisi gibi ama tam da değil, iyinin kötüsü kimi zaman da.

Ne içtimse aynısından istiyorum.

Sıcaklar kötü sıcaklar.

Başlarken...

Ankara'ya dönmek gibisi yok, sıcaktan falan şikayet etmeyeceğim bir daha. Nem yok en azından. Bodrum'u övenin de kalbini kırarım. Resmen kültür emperyalizmi var orda, pis bi yer.

Neyse efendim, yeni bir hayata, yeni bir okula, yeni insanlara başlamak üzereyken, üstelik bunlardan dolayı çok mutluyken, eskiye dönme isteği garip olsa gerek. Eski Sarp'ı özlemeyen var mı allasen?